17 Kasım Dünya Prematüre Günü, halkı Prematürite ile ilgili sorunlara dikkat çekmek ve farkındalığı artırmak amacıyla kutlanmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) preterm doğumu, bir kadının son adet tarihinin (LMP) ilk tarihinden itibaren 259 günden daha kısa sürede veya 37. gebelik haftasından önce gerçekleşen doğumlar olarak tanımlamaktadır (1). Preterm doğum zamanlamasına göre aşırı erken (28 haftadan az), çok erken (28 – 32 hafta) ve orta ile geç preterm (32-37 hafta) olarak kategorize edilmektedir (2).
Her yıl yaklaşık 15 milyon bebek çok erken doğmakta ve yaklaşık 1 milyon çocuk erken doğum komplikasyonları nedeniyle ölmektedir (3). Ülkeler genelinde erken doğum oranı, doğan bebeklerin %5 ila %18’i arasında değişmektedir (4).
Erken doğum spontan veya iatrojenik olabilmektedir. Erken doğuma, enflamasyon/enfeksiyon, bağışıklık düzensizliği, servikal yetmezlik, vasküler ve genetik bozukluklar neden olabilmektedir (5). Prematüreliğin daha kısa vadeli komplikasyonları; beslenme güçlükleri ve görme ve işitme sorunlarının yanı sıra neonatal solunum rahatsızlıkları (respiratuar distres sendromu ve bronkopulmoner displazi gibi), nekrotizan enterokoliti, sepsisi, nörolojik durumları (periventriküler lökomalazi, nöbetler, intraventriküler kanama, serebral palsi ve hipoksik iskemik ensefalopati gibi) içermektedir (6-8). Aynı zamanda uzun vadeli sağlık sistemleri maliyetlerine ve preterm yeni doğanların aileleri için önemli psikolojik sorunlara neden olabilmektedir (9-10).
Erken doğum tahmini esas olarak ultrasonla yapılan servikal uzunluk (CL) ölçümüne ve servikal sekresyonlardaki biyokimyasal belirteçlere dayanılarak yapılmaktadır (11).
Prematüre doğan bebeklerin zamanında doğan bebeklere kıyasla daha fazla ilgiye ihtiyaçları bulunmaktadır. Doğum öncesinde iyi bir hamilelik bakımına ve doğum sonrası yaşanabilecek sorunları önlemek için yenidoğan yoğun bakım ünitelerine, yenidoğan uzmanı hekimlerine, deneyimli hemşire ve sağlık personeline ihtiyaç vardır (4).
Kaynaklar