11 Nisan Dünya Parkinson Hastalığı Günü, halkın Parkinson Hastalığı ile ilgili sorunlara dikkatini çekmek ve farkındalığını artırmak amacıyla kutlanmaktadır.
Parkinson hastalığı (PD), Alzheimer hastalığından sonra ikinci en yaygın nörodejeneratif hastalıktır. Parkinson hastalığının ilk ayrıntılı tanımı, Londra’da bir pratisyen hekim olan James Parkinson tarafından 2 yüzyıldan biraz daha uzun bir süre önce 1817 yılında ‘titrek felç ‘olarak tanımlandı (Obeso vd., 2017). Parkinson hastalığı, beyindeki dopamin üreten nöronların işlev bozukluğunu veya kaybını içeren ilerleyici bir hastalıktır (Samii vd., 2006). Parkinson hastalığının belirtileri, motor ve motor olmayanlar şeklinde iki gruba ayrılmaktadır (Sveinbjornsdottir, 2016). Motor semptomlar titreme, hareketin yavaşlaması (bradikinezi), kas katılığı, istirahat tremoru ve duruş ve yürüme bozukluğu yer almaktadır (Gibb WRG ve Lees AJ, 1998). Motor olmayan semptomlar koku alma bozukluğu, depresyon, anksiyeteyi, gastrointestinal disfonksiyon, mesane disfonksiyonu, cinsel işlev bozukluğu ve uyku bozukluklarını içermektedir (Pfeiffer, 2016). Hastalığın belirtileri kişiden kişiye değişebilir ve dolayısıyla semptomların ilerleyişi de farklılık göstermektedir.
2019’daki küresel tahminlere göre dünyada, Parkinson hastalığına sahip kişilerin 8,5 milyonunun üzerinde olduğu ve 2000’den bu yana %100’ün üzerinde bir artışla 329.000 ölüme neden olduğunu göstermektedir. Ülkenizde 150 bin civarında Parkinson hastası bulunmaktadır. Parkinson hastalığı prevalansı yaşla birlikte artmakta ve 60 yaş üstü popülasyonun %1’ini etkilemektedir (Emmett Grames, 2020; “https://giresuneah.saglik.gov.tr/TR-757497/11-nisan-dunya-parkinson-hastaligi-gunu.html#”, 2023; Tysnes ve Storstein, 2017). Erkeklerde Parkinson hastalığı gelişme riski kadınlara göre iki kat daha fazladır, ancak kadınlarda ölüm oranı daha yüksektir ve hastalık daha hızlı ilerlemektedir (Cerri vd., 2019).
Parkinson hastalığının doğru teşhisi prognostik ve terapötik nedenlerden dolayı önemlidir. Parkinson hastalığı tanısı esas olarak kliniğe dayalı olarak yapılmaktadır. Parkinson hastalığının ayırıcı tanısında genetik testler, dopaminerjik yanıt verme testi, nörofizyolojik çalışmalar ve otonom fonksiyon testi, koku alma testleri ve nörogörüntüleme (Kranial BT, MRG) yer almaktadır (Tolosa vd., 2006).
Parkinson hastalığının semptomları kontrol etmek ve hastalığın ilerlemesini durdurmak için rehabilitasyon, ilaç, restoratif, bakım ve cerrahi tedavi seçenekleri uygulanmaktadır. Hastalığı tamamen iyileştirici, kesin bir tedavi henüz bulunmamaktadır, ancak var olan tedavilerin hastaya göre düzenlenmesi ile hastanın yaşamını daha kaliteli bir şekilde sürdürmesi sağlanabilmektir (Sollott, 2017).
Kaynaklar